Geçen hafta sonu eğitim vermek için katıldığım bir inzivada (Urban Wellness Retreat) bir sağlık ve beslenme koçu bedenimizle kurduğumuz ilişkiyi gözden geçirmek için bedenimize bir mektup yazmamızı tavsiye etti. Bu mektupta “Bedenimle bugüne kadar nasıl bir ilişki kurdum?” ve “Bedenim benim için ne ifade ediyor?” sorularına cevap vermemizi telkin etti. Mektubu yazmak bana çok iyi geldi, size de ilham vereceğini umarak aşağıda paylaşıyorum.
Sevgili Bedenim,
Öncelikle merhaba. Sana uzun zamandır gerçek anlamda merhaba dememişim, belki de hiç. Spor yaparken, dans ederken, meditasyon yaparken dikkatimi sende gezdiriyorum; sana bakıyorum, özen gösteriyorum, rahatlatıyorum; seni kullanıyorum, çalıştırıyorum, limitlerine itiyorum, ama bugüne kadar sana hiç hitap etmemişim. Senin varlığını, sadık arkadaşlığını bu şekilde fark etmemiş, dile getirmemiş, takdir etmemişim.
Merhaba.
Üzgünüm seni farketmediğim için, bunca yıl sana beklenti içinde ya da sıkıntı içinde yaklaştığım için. “Yine çok fazla doktor randevusu almam gerek” diye stres yapıp, sonra da bütün randevuları ötelediğim için. Eksiye göre gelişme var - sağlık randevularımı daha az bekleterek alıyorum, polikistik over gibi doktorların pek yardım edemediği özel konularda kitap alıp okuyup kendimi eğitiyorum, diyetimi ve hayat tarzımı değiştiriyorum, cildime özen gösteriyorum, doğal ürünler kullanıyorum, egzersiz yapıyorum. Ama hala sık sık seni geri plana itiyorum, öteliyorum, bekletiyorum. “Bunlar bedenimin ona özel ihtiyaçları ve ben de ona bakmak, bu ihtiyaçları gidermek için gerekeni yapacağım” diye düşünerek sevgi, anlayış ve sabır içinde yaklaşmıyorum. Özür dilerim. Artık bu şekilde yaklaşmaya çalışacağım.
Başıma gelen birçok kötü olayın, şiddetin ve stresin sende depolandığının, sende saklı kaldığının artık farkındayım. “Yetersizim, daha iyisini yapmalıyım” gibi düşüncelere kapıldığımda sendeki gerilme ve telaşları artık daha net görüyorum. Bu tip düşünce ve duyguları izliyorum, kapılmamaya çalışıyorum, daha yenileyici ve güç verici, hem sana hem bana daha iyi gelen düşünce ve duyguları araştırıyorum.
Egzersiz ve hareket etmek konusunda da hem sana iyi gelen, hem de bana kolay ve zevkli gelen şeyler bulmaya çalışıyorum, daha çok yürümek gibi mesela.
Son zamanlarda öğrendim ki sen bana düşündüğümden daha çok mesaj gönderiyor, sürekli benimle konuşuyorsun. Örneğin kolumda egzema olduğunda bu bir mesaj, yüzümde akne arttığında bu bir mesaj, canım birşeyi yemek istemediğinde ya da yemek istediğinde bu bir mesaj. Bu mesajlara daha çok kulak verip, dinleyip, önemseyip, gerekeni yapmaya çalışıyorum, ve çalışacağım.
Sen benim doğduğumdan beri yanımda olan en eski arkadaşım, en sadık dostumsun. Ruhumu taşıyorsun, beni koşulsuz bir şekilde seviyor, benim iyiliğim için öğütler, uyarılar veriyorsun. Sendeki bu sonsuz sevgi ve bilgeliği artık hep dinlemek istiyorum.
Sana sağlık, ferhalık, mutluluk diliyorum. Her organın, hücren ve boşluğunda harmoni ve ritim olsun. Her sistem akması gerektiği gibi aksın. Bundan sonraki her günün bir öncekinden daha huzurlu ve mutlu geçsin.
Benim canım evim, sadık dostum, seni çok seviyorum.
Hep gülümse,
Zeynep
Comments